16 Nisan 2013 Salı

BİR DERDİM VAR EFENDİM



Bir derdim var ki dermanı Sensin Efendim.

Her gün yeniden özlenensin Efendim.


Gelişinle şeref bulan kainat, nasıl hasret kokuna,


Aşkınla tutuşanlar nasıl dayansın yokluğuna.


Bir seher yeniden gelsen Taleal Bedrularla,


Veda tepesinden görünsen yüzündeki nurlarla.


Seriversem başımı yürüdüğün her yola


Kararmış alınlar secdede ak ola.


Yerle bir oldu evlerimiz nasıl muhtacız Sana,


Gel bir lahza da merhamet et Efendim.


Hangi asır var ise senden uzak kalınmış,




Ya gönüller tarumar ya yürekler yanmış.


Bin nedametle geldik kapına Sultan-ı Zişân,


Şu secde izleri ümit, şu rükûlar bir nişan.


Gel ki Efendim karanlıklar nûr olsun,


Hadsiz haddini bilsin bir anda dûr olsun.


Yetişebilseydim de iklimine muasırın olsaydım,


Savrulan taşlara bir siper de ben olsaydım.


Toz toprak yollarda izini süreydim adım adım,


Başka kalır mıydı kabul olmamış muradım


Ah hicret ederken bir mağara başında mahzun,


Güvercin kanatlarımla perdedârın olaydım.


Nazar-ı merhamet ile ey gönlümü şâdân,


Eyle ki pek ham kaldım pek bir nâdân.


Seni bilmesem de bilsem bütün dünyayı,




Bedbahtım o vakit hem de nâçârım Efendim.


Efendim gel ki gündüz olsun bitmez gecelerimiz

Gel ki dev görünüyor ahir zamanda cücelerimiz.


Gel Efendim Mekke'ye gelir gibi Yesrib'den özlemle,


Geride kalanlar nasıl bekliyor binbir elemle.

Efendim işledik işlenmeyecek her ne varsa,


Sakladık başımızı kabristana sığarsa.


Efendim nasıl kirlendi yolunu gözlediğimiz sokaklar


Efendim aramıza girdi hiç girmeyecek nifaklar.


Gel Efendim, Miraçtan gelir gibi,


Hiradan gelir gibi,


Taiften gelir gibi.


Gel ki türküler yakıyor nesl-i cedid bir ağızdan,


Bütün yalanlar yıkılsın nur doğsun her yandan.


Riyalarla olsa da özlüyoruz Efendim,


Her sabah yollarını gözlüyoruz Efendim.

Mustafa Ferhat Kurman


Hiç yorum yok: